
Tam Üçüncü Kişi Yararına Sözleşme Nedir?

Av. Meryem Edanur Başkurt
20 Ekim 2025 · 3 dakika

Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Hukuki Temeli
Türk Borçlar Kanunu’nun 129. maddesi, “üçüncü kişi yararına sözleşme”yi düzenleyerek genel kural olan sözleşmelerin nisbiliği ilkesine bir istisna getirmiştir. Buna göre, sözleşmeyi yapan kişi, borçlunun edimini kendi lehine değil, bir üçüncü kişi lehine ifa etmesini kararlaştırabilir.
Bu durumda, üçüncü kişi doğrudan borçludan ifayı talep edebilme hakkına sahiptir. Yani, üçüncü kişi, tarafı olmadığı bir sözleşmeden bağımsız ve doğrudan bir alacak hakkı elde eder. Bu yönüyle, tam üçüncü kişi yararına sözleşme, eksik üçüncü kişi yararına sözleşmeden ayrılır.
Tam Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Unsurları
Bir sözleşmenin tam üçüncü kişi yararına sözleşme sayılabilmesi için:
- Geçerli bir borç ilişkisi kurulmuş olmalıdır.
- İfanın üçüncü kişi lehine yapılması açıkça kararlaştırılmış olmalıdır.
- Üçüncü kişi, doğrudan borçludan ifayı talep edebilme hakkına sahip olmalıdır.
Bu şartların varlığı hâlinde, üçüncü kişi, borçlunun edimini bizzat kendisinden talep edebilir ve edim yerine getirilmezse tazminat davası açabilir.
Tam Üçüncü Kişi Yararına Sözleşmenin Uygulama Alanları
Tam üçüncü kişi yararına sözleşmeler, günlük hayatta sıkça karşımıza çıkar. En bilinen örneklerden bazıları şunlardır:
- Zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası): Sigorta şirketi ile araç işleteni arasında yapılan sözleşmeden doğan hak, zarar gören üçüncü kişiye aittir.
- Hayat sigortası: Sigorta ettirenin ölümünde, lehtar olarak belirlenen üçüncü kişi sigorta bedelini doğrudan talep edebilir.
- Kredi kartı sözleşmeleri: Kart çıkaran kuruluş ile üye işyeri arasında yapılan sözleşmede, kart sahibi üçüncü kişi lehine hükümler bulunur.
Taraflar Arasındaki Hukuki İlişkiler
Tam üçüncü kişi yararına sözleşmede üç ayrı ilişki bulunur:
- Vaat eden ile vaat ettiren arasındaki ilişki: Sözleşmenin taraflarıdır; borcun doğduğu temel ilişki budur.
- Vaat ettiren ile üçüncü kişi arasındaki ilişki: Genellikle bağışlama, ifa veya alacak ilişkisinden doğar.
- Vaat eden ile üçüncü kişi arasındaki ilişki: Üçüncü kişi, borçludan doğrudan ifayı talep edebilir; borçlu da sözleşmeden doğan defi ve itirazlarını üçüncü kişiye karşı ileri sürebilir.
Benzer Kavramlardan Farkları
- Temsil: Temsilde, temsilci başkası adına işlem yapar; oysa üçüncü kişi yararına sözleşmede üçüncü kişi sözleşmenin tarafı değildir.
- Alacağın devri: Alacak hakkı devredilmez; üçüncü kişi hakkı doğrudan kazanır.
- Havale: Havale bir sözleşme değil, ödeme yetkisidir; üçüncü kişi yararına sözleşmede ise doğrudan bir edim borcu vardır.
Sonuç
Tam üçüncü kişi yararına sözleşme, sözleşmeler hukukunda önemli bir istisnadır. Üçüncü kişiye doğrudan hak tanıyan bu yapı, özellikle sigorta, kredi ve hizmet sözleşmelerinde sıkça uygulanır. Bu tür sözleşmelerin doğru düzenlenmesi, tarafların hak kaybına uğramaması açısından son derece önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Üçüncü kişi yararına sözleşme her zaman geçerli midir? Hayır. Geçerli bir borç ilişkisi kurulmamışsa veya ifanın üçüncü kişi lehine yapılacağı açıkça belirtilmemişse bu tür sözleşme geçerli sayılmaz.
2. Üçüncü kişi sözleşmeden habersiz olabilir mi? Evet. Üçüncü kişinin sözleşmeden haberdar olması gerekmez; ancak hakkını kullanmak istediğinde borçluya bildirimde bulunmalıdır.
3. Üçüncü kişi ifayı talep etmeden önce alacaklı sözleşmeyi değiştirebilir mi? Evet, üçüncü kişi hakkını kullanacağını bildirene kadar alacaklı, sözleşme üzerinde tasarrufta bulunabilir.
4. Eksik ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme farkı nedir? Eksik türde üçüncü kişi doğrudan ifayı talep edemezken, tam türde doğrudan borçludan ifa talebinde bulunabilir.
5. Bu tür sözleşmelerde avukat desteği gerekli midir? Evet. Özellikle sigorta, kredi veya büyük ölçekli ticari ilişkilerde yapılan üçüncü kişi yararına sözleşmelerde, balıkesir avukat veya balıkesir sözleşme avukatı desteği almak, ileride doğabilecek hukuki riskleri önlemek açısından önemlidir.
