Dolandırıcılık Suçu: Türk Ceza Hukukunda Kapsamı, Unsurları ve Güncel Yansımaları

Dolandırıcılık Suçunun Tanımı ve Temel Unsurları

Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesi, dolandırıcılığı; “haksız bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi aldatıcı davranışlarla kandırarak onun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlama” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, suçun üç temel unsurunu ortaya koyar:

1. Aldatma: Failin, mağduru kandırmaya elverişli hileli davranışlarda bulunması gerekir. Bu davranış basit yalanın ötesine geçmeli, karşı tarafın iradesini sakatlayacak düzeyde olmalıdır.
2. Zarar: Mağdurun veya üçüncü bir kişinin malvarlığı üzerinde doğrudan bir eksilme meydana gelmesi gerekir.
3. Yarar Sağlama: Fail veya üçüncü bir kişinin haksız kazanç elde etmesi, suçu tamamlayan unsur niteliğindedir.

Nitelikli Dolandırıcılık

Kanunun 158. maddesi, bazı özel durumlarda suçun daha ağır cezayı gerektireceğini düzenler. Bunlar arasında;

• Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması,
• Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması,
• Dini inanç ve değerlerin istismar edilmesi,
• Tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması,
• Tacir veya şirket yöneticilerinin güveni kötüye kullanmaları, gibi haller sayılabilir.

Bu düzenlemeler, dolandırıcılığın yalnızca bireysel bir mağduriyet değil, toplumun genel güvenini sarsan bir suç olduğuna işaret etmektedir.

Günümüzde Dolandırıcılığın Yöntemleri

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dolandırıcılık suçu da klasik “yüz yüze aldatma” boyutunun ötesine geçmiştir. Özellikle son yıllarda;

• Sosyal medya ve sahte hesaplar üzerinden yapılan kimlik dolandırıcılıkları,
• Bankacılık sistemlerini hedef alan oltalama (phishing) saldırıları,
• Kripto para piyasasında manipülasyon ve sahte yatırım vaadiyle gerçekleştirilen dolandırıcılıklar, yargı organlarının sıkça karşılaştığı güncel örneklerdir.

Dolandırıcılık Suçunun Toplumsal Etkileri

Dolandırıcılık suçu, yalnızca mağdurun maddi kaybıyla sınırlı kalmaz. Aynı zamanda toplumda güven duygusunu zedeleyen ve ekonomik ilişkilerin istikrarını tehdit eden bir etkiye sahiptir. İnsanların dijital platformlara olan güveninin sarsılması, ticaretin yavaşlaması ve bireylerin psikolojik olarak yıpranması, bu suçun doğrudan ve dolaylı sonuçları arasında yer almaktadır.

Sonuç

Dolandırıcılık suçu, bireylerin malvarlığına yönelik bir saldırı olmanın ötesinde, toplumun güven temellerini sarsan çok yönlü bir suç tipidir. Bu nedenle hukukun, teknolojik gelişmeleri dikkate alarak sürekli güncel kalması ve bireylerin de bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

#balıkesiravukat #avukat #cezaavukatı #dolandırıcılıksuçu